Açıklamada, 8 Mart 1857’de New York’ta dokuma işçisi kadınların daha iyi çalışma koşulları için verdikleri mücadelenin tarihi önemine vurgu yapılarak, bugüne kadar elde edilen kazanımların kadınların örgütlü mücadelesinin sonucu olduğu belirtildi. Kadın haklarının her dönemde en hızlı şekilde göz ardı edilen, en çok saldırıya uğrayan ve en çabuk taviz verilen haklar arasında yer aldığı ifade edildi.
Son yıllarda kadınlara ve LGBTİ+ bireylere yönelik şiddetin arttığı belirtilerek, özellikle son on yılda kadın cinayetlerinin üç katına çıktığı vurgulandı. İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi ve 6284 Sayılı Kanun'un uygulanmasındaki eksikliklerin kadınları şiddet karşısında güvencesiz bıraktığı ifade edildi. Cezasızlık politikalarının derinleştiği, haklarını savunmaya çalışan kadınların ve LGBTİ+ bireylerin kolluk kuvvetlerinin şiddetiyle karşılaştığı ve gökkuşağı renklerinin dahi yasaklandığı hatırlatıldı.
Hükümetin "Aile Yılı" söylemiyle kadınları çalışma hayatından uzaklaştırmayı ve ev içi emeğe mahkûm etmeyi amaçladığı belirtilen açıklamada, kadınların nafaka, miras ve boşanma hakkına yönelik saldırılar karşısında haklarını savunmaya devam edecekleri ifade edildi. Kadınların nasıl giyineceğinden hangi işte çalışacağına, ne zaman evleneceğine ve kaç çocuk yapacağına kadar birçok konuda baskıya maruz kaldığı vurgulanarak, bu dayatmalara karşı mücadele edecekleri belirtildi.
Kadınların büyük ölçüde güvencesiz ve kayıt dışı çalıştırıldığı, eşit değerde işe eşit ücret alamadığı ve ekonomik krizlerin en çok kadınları etkilediği dile getirildi. Kamusal hizmetler kapsamında sunulması gereken çocuk, yaşlı, hasta ve engelli bakımının kadınların omzuna yüklendiği belirtilerek, bu durumun kadınları çalışma hayatından kopardığı vurgulandı.
Ekonomik krizlerin ve başarısız ekonomi politikalarının kadın yoksulluğunu artırdığı ifade edilen açıklamada, güvencesiz ve esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaşmasına dikkat çekildi. Kriz dönemlerinde ilk olarak düşük ücretli ve güvencesiz işlerde çalışan kadınların işten çıkarıldığı vurgulandı.
Kadınların doğalarına ve yaşam alanlarına sahip çıkmak için de mücadele ettikleri belirtilerek, ekolojik yıkıma ve doğal alanların tahrip edilmesine karşı duracakları ifade edildi.
KESK Hakkari Kadın Meclisi, tüm kadınları 8 Mart’ta alanlarda bir araya gelmeye ve haklarına sahip çıkmaya çağırdı. Kadınların evde, işte, sokakta ve hayatın her alanında mücadele ettiklerini vurgulayan açıklamada, dayanışmanın büyütüleceği mesajı verildi.
Basın açıklaması, "Şiddetten arınmış, eşit, özgür ve laik bir yaşam için mücadeleye devam edeceğiz" ifadeleriyle sona erdi.