Erdoğan, 10 Nisan Perşembe günü Beştepe'de DEM Parti'nin İmralı heyetiyle görüşmüştü.
Yazılı açıklama yapan Devlet Bahçeli "Meselenin sahibi Türkiye Cumhuriyeti devletidir" ifadesini kullandı.
"27 Şubat İmralı çağrısı karşılık bulmalıdır" diyen MHP lideri "Cumhur İttifakı olarak samimi, sabırlı, duyarlı, dürüst, yapıcı mahiyetli siyasi ve milli duruşumuzun son etabı ülkemizin terör kamburundan tamamen kurtulmasıdır" vurgusu yaptı.
Bahçeli, "DEM Parti'nin tutarlı açıklamalarına ve gerçekçi adımlarına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın müstesna, muteber ve mütekâmil şekilde muamelede bulunmasının terörsüz Türkiye umutlarını çok daha güçlendirdiğini" ifade etti.
MHP lideri "Elbette PKK terör örgütünün kongresini toplayarak Siyonist ve emperyalist komploların devreye girmesine fırsat vermeden silah bırakması ve örgütsel feshi sonuçlandırması kısa süre içinde temin edilmelidir" sözleriyle açıklamasını sürdürdü.
Bahçeli ayrıca "Şu günler oldukça kırılgan ve naziktir. Karşılıklı güven, empati ve hoşgörü çemberinde terörsüz Türkiye vuslatının şafağı sökmelidir" ifadelerini kullandı.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, geçen hafta partisinin il eş başkanları toplantısında, Abdullah Öcalan'ın çağrısının ardından iktidarın "önemli bir adım atmadığını" belirterek, "Bu, 85 milyon yurttaşın taleplerine karşılık verecek bir çağrıdır" demişti.
'Umut verici bir atmosferde gerçekleşti'
Bir saat 25 dakika süren görüşmede, İmralı heyetini TBMM Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile Van Milletvekili Pervin Buldan temsil etti.
DEM Parti tarafından yapılan yazılı açıklamada, görüşmenin "son derece olumlu, yapıcı, verimli ve geleceğe dair umut verici bir atmosferde" gerçekleştiği belirtildi.
Süreçte gelinen noktanın öneminin teyit edildiği ve karşılıklı olarak bundan sonraki aşamaların değerlendirildiği kaydedildi.
Açıklamada, "Şiddet ve çatışmanın olmadığı, demokratik ve siyasal alanın güçleneceği bir dönemin ülkemiz, yurttaşlarımız ve bölgemiz için hayati önemde olduğu ifade edildi" sözlerine yer verildi.
DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, görüşmeye ilişkin yaptığı açıklamada, "Çok pozitif bir görüşme oldu. Bundan sonrası için çok daha umutluyuz" dedi.
DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan "Çok çok verimli bir görüşme oldu. Süreç güzel sürüyor" diyerek görüşmeyi değerlendirdi.
'Barışa vesile olsun'
Görüşme öncesinde basın mensuplarına kısa bir açıklama yapan Önder ve Buldan, sürece dair Erdoğan ile görüş alışverişi yapacaklarını söylemişti.
Buldan, "önemli bir görüşme" olarak nitelendirdiği toplantı için şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanı ilk defa bu konuyla alakalı bizimle bir görüş alışverişinde bulunacak. Nelerin yapılması gerektiğine dair görüşlerini ifade edecek. Biz de yaptığımız tüm görüşmelerle ilgili kendisini bilgilendireceğiz. Hepimize hayırlı olsun ve barışa vesile olsun.
9 Nisan Çarşamba günü partisinin grup toplantısında görüşmeyi duyuran Erdoğan, "Terörsüz Türkiye hedefi gibi ülkemizin geleceği açısından hayati önemde meselelerimiz var" demişti.
Süreci, "Cumhur İttifakı olarak büyük bir titizlikle" yürüttüklerini söyleyen Erdoğan, "DEM heyetini kabul ederek hem kendileriyle görüşecek hem de terörsüz Türkiye hedefine ulaşma hedefimizi teyit edeceğiz" mesajı vermişti.
Erdoğan, 12 Mart'ta gazetecilerin sorusu üzerine DEM Parti İmralı heyetiyle görüşebileceğini açıklamıştı.
Süreç nasıl ilerleyecek?
İmralı heyetinin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinde PKK'nın silah bırakması sonrasına ilişkin yol haritasının da ele alınması bekleniyordu.
Bu kapsamda DEM Parti'de infaz yasası düzenlemesi, ayrıca başta Selahattin Demirtaş olmak üzere siyasi tutukluların tahliyesine dönük adım atılması beklentisi dile getiriliyordu.
DEM Parti kurmayları, Selahattin Demirtaş'ın AİHM kararlarının gereğinin yerine getirilerek tahliye edilmesinin önünde engel olmadığına dikkat çekiyorlar.
Bu görüşmeden sonra heyetin yeniden İmralı'ya gidip gitmeyeceği de merak ediliyor.
BBC Türkçe'ye konuşan DEM Parti kaynakları, bundan sonra sürecin devlet mekanizmalarının da devreye girmesiyle yürüyebileceğini belirterek "Bundan sonra İmralı'ya gidildi gelindi gibi bir yöntem izlenmez. Artık sürecin yürütülmesine ilişkin mekanizmalar devrede olur" yorumunu yapıyorlar.
