İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, 20 Ocak’ta katıldığı bir panelde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ve ailesiyle ilgili kullandığı ifadeler nedeniyle 'Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret', 'Tehdit' ve 'Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek' suçundan 7 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması talebiyle açılan davanın ilk duruşması yapıldı. İmamoğlu savunmasında, "Hayatımda tehdit diye birşey yok olmadı da. Ben Başsavcılıktan randevu almak istedim haftalarca bana randevu vermedi. Ben ifade özgürlüğü kapsamında eleştiri yaptım." dedi. Duruşma 16 Haziran Pazartesi gününe ertelendi.

İlk duruşma, İstanbul Adliyesi’ndeki 14. Ağır Ceza Mahkemesi salonunun yetersiz kalması nedeniyle Silivri'deki Marmar Kapalı Ceza İnfaz Kurumu yerleşkesinde bulunan 2 No’lu duruşma salonunda görüldü. Duruşmaya, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’in avukatı, başka bir dosya kapsamında tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu, İmamoğlu’nun avukatları, eşi Dilek İmamoğlu ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) heyetinden birçok isim katıldı.

'KENDİMİ YÜCE TÜRK YARGISINA EMANET EDİYORUM'

Duruşmada savunma yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Hem ülkemiz adına, hem milletimiz adına güzel kararlarla sonuçlandırılmasını arz ediyorum. Bugün buradayım ve 'Niçin buradayım' diye ister istemez kendime soruyorum. Cevabını bulmakta da zorlanmıyorum. Bu süreçte kaygı duyuyorum. Bugün burada bulunurken, ben de Ergenekon kumpası gibi davaları takip edip, insanların, ailelerin nasıl üzüntüler içerisinde olduğuna şahitlik etmiştim. O günlerde de siyasi duyarlılığım beni buralara taşımıştır. O günlerden çok dersler çıkarmıştım. 20 Ocak’ta panelde konuşmamla başlayan sürecin bugün davası görülen ve suçlamaların altında yatan duygunun beni Silivri’ye taşıması kaygılarımın ne kadar doğru olduğunu göstermiştir. Yüce Türk milleti adına, yüce Türk yargısının doğru kararlar vermesini bekliyorum. İnsanlar yaşar ki devlet yaşasın diye. Elbette sizler yargı adına burada oturuyorsunuz ama ben de bu ülkenin ve dünyanın en kadim kentinin belediye başkanı olarak buradayım, gözbebeği İstanbulumuzun belediye başkanıyım. Sürecin bana isnat edilen suçları, bana isnat ettikleri suçlar hakkında konuşacağım ama ben burada niye bulunuyorum, öncelikle bunu merak ediyorum. Ben üç kez seçim kazanmış birisiyim. 86 milyon insanın huzuruna Cumhurbaşkanı adayı olarak çıkacağım için ben buradayım ve sizin huzurunuzda ifade ediyorum. Türkiye’nin yarattığı siyasi ortamda burada yargılanıyor olmam elbette üzücüdür. Ben niye bu kadar hedefe doğrultulmuş durumdayım. İstanbul için uğraştığım için bu durumdayım. On binlerce insanın yemek yiyebilmesi, çocukların kreşe gidebilmesi, metro kullanabilmesi için uğraştığım için ben buradayım. Liyakatı kurumların içine soktuğum için ben buradayım. O yüzden ben bugün Silivri’deyim. Bunlar çok sürmez. Türkiye çok deneyimler yaşamıştır. En zor koşullarda bile üç beş kahraman çıktığında millet arkasına dizilmiş, İstiklal mücadelesi vermiştir insanlar. Düşünsenize, Ekrem İmamoğlu gözaltına alınıyor, 5 gün nezarette bekletiliyor ve Silivri’ye gönderiliyor. Ekrem İmamoğlu kim. Her yerde dolaşmış, Türkiye’nin en güzel makamlarında olmuş, Türkiye’ye hizmet eden, doğduğu toprakları güzelleştiren bir insan. Hangi insana bunlar yaşatılabilir. En kötü suçu işleyen insanlara bile bunlar yaşatılmaz. Bu şekildeki tavırların kime ne faydası var. Ben bu ülkenin bütün çocuklarını seviyorum. Kim olursa olsun seviyorum. Ben bu konuşmayı yaptım, evet. Peki ne oldu. Aradan 1-2 dakika geçti geçmedi, orada birisi bana 'Ekrem İmamoğlu’na soruşturma açıldı' diye haberleri gösterdi. Ben konuşmamda senin evlatlarının geleceğinin teminatı olacağım diyorum, olacağım da. Hayatımda tehdit diye birşey yok olmadı da. Ben Başsavcılıktan randevu almak istedim haftalarca bana randevu vermedi. Ben ifade özgürlüğü kapsamında eleştiri yaptım. Tehditmiş. Ben kimi tehdit etmişim. Böyle birşey olur mu. Alenen hakaret, bu nasıl alenen hakaret. Bu ifade özgürlüğü. Yüce Türk yargısına kendimi emanet ediyorum" dedi.

KATILMA TALEBİ KABUL EDİLDİ

Mahkeme duruşmaya verilen 5 dakikalık aranın ardından ara kararını açıkladı. Mahkeme Akın Gürlek’in avukatının dosyaya katılma talebinde bulunmasının ardından, talebi tehdit ve hakaret suçlarından kabul etti. 'Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme' suçundan ise Gürlek’in suçtan zarar görmediği gerekçesiyle bu suç yönünden katılma talebinin reddine karar verildi. Duruşma 16 Haziran Pazartesi gününe ertelendi.

İmralı heyetinin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesi sona erdi İmralı heyetinin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesi sona erdi

İDDİANAMEDEN

İddianamede, İmamoğlu'nun katıldığı panelde yaptığı konuşmasında Gürlek'i hedef göstererek 'Terörle mücadelede yer almış kişileri hedef gösterme' suçunu işlediğine kanaat getirildiğini belirtildi. İddianamede, İmamoğlu'nun aleni şekilde kullandığı söylemlerin, kamu görevini sürdüren mağdur Akın Gürlek'i küçük düşürmeye yönelik olduğunu vurgulandı. İmamoğlu'nun konuşmasının bir bütün halinde kişinin saygınlığına zarar vermeyi amaçladığının ve görüş açıklama niteliğinde olmadığının belirtildiği iddianamede, söz konusu konuşmanın düşünceyi açıklama sınırlarını aştığı ve ifade hürriyeti bağlamında hukuki koruma görmesinin mümkün olmadığına kanaat getirildi. İmamoğlu'nun konuşmasında Gürlek ve aile yakınlarının hedef alınarak zarar ve kötülüğe uğratılacağı yönünde ifadeler kullandığı hatırlatılırken, iddianamede "Fiilin mağdur üzerinde korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olduğu, bu haliyle şüphelinin tehdit suçunu işlediği anlaşılmıştır" değerlendirmesi yer aldı. Cumhuriyet savcısı, İmamoğlu'nun 'Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı alenen hakaret', 'Tehdit' ve 'Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek' suçlarından 2 yıl 8 aydan, 7 yıl 4 aya kadar hapis ile cezalandırılmasını talep etti. İddianamede, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, 27 Ocak'ta düzenlediği basın toplantısında mahkemelerde bilirkişi olarak görevli kişilerden biri hakkındaki sözleri nedeniyle de 'Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs' ve 'Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs' suçlarından soruşturma açıldığını hatırlatan Cumhuriyet Savcısı, belirtilen 2 olay birarada değerlendirildiğinde Ekrem İmamoğlu'nun görevinin getirdiği konumu basın önünde aleni şekilde kullanarak yargı organları ve mensupları üzerinde baskı oluşturmayı ve mensubu olduğu parti lehine etkilemeyi amaçladığı yönünde kanaat oluştuğu belirtildi. Bu sebeple İmamoğlu'nun TCK'nın 53'üncü maddesinin 1'inci fıkrasında yer alan "Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak, 'sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksun bırakılır" maddesi uygulanarak kamu görevi yapmasının yasaklanması talep edildi.

'ERKEN SEÇİM SANDIĞINI GETİRECEĞİZ'

Duruşmanın 16 Haziran'a ertelenmesinin ardından Silivri'ye glen CHP İl Başkanı Özgür Çelik açıklama yaptı. Açıklama sırasında Çelik'e CHP'li milletvekilleri de eşlik etti. Çelik konuşmasında, "Silivri'deyiz. Bugün aslında İstanbul'un dört bir yanındayız. Üç ayrı duruşmayı takip ediyoruz. Çağlayan Adliyesi'nde il binasının satın alınmasıyla ilgili bir dava süreci devam ediyordu. Bugün duruşması vardı. Avukatlarımız Çağlayan'da takip ediyorlar. Biz şu anda burada Silivri'deyiz. Ekrem Başkanımızın davasını takip ettik ve buradan da Büyükçekme Adliyesine geçiyoruz. Saat 15.00'te de yine Büyükçekme Adliyesinde Ekrem Başkan'ın, Beylikdüzü Belediye Başkanıyken yapılan bir ihaleyle ilgili bir dava süreci var. Bugün sabah üç ayrı noktadaydık. Son 24 saatte Silivri'ye, benim üçüncü gelişim. 24 saat içerisinde 3 kere Silivri'ye geldim. İki kere Vatan Caddesi'nde Emniyet Müdürlüğü'ne gittim ve gazeteciler için bir kez de Çağlayan Adliyesi'ne gittim. Dün buradan 130 öğrencimizi hep birlikte aldık ama içeride kalan öğrencilerimiz var. İçeride kalan öğrencilerimizi belediye başkanlarımızı içeriden alana kadar mücadeleyi sürdüreceğiz.Cumhurbaşkanı adayımızı 15,5 milyon oyla seçilen Cumhurbaşkanı adayımızı Silivri'den alana kadar mücadeleyi sürdüreceğiz. Mücadele o zaman da bitmeyecek. Erken seçim sandığını milletin önüne getireceğiz." dedi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı - DHA