İnsan Hakları Derneği (İHD) Hakkari Şubesi 6 şubat Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerde hayatlarını kaybedenleri unutmadı. İHD Hakkari Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Ozan Akbaş tarafından Şemdinli Center önünde okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

Önceliği insan ve doğa değil rant olan politikaların, nasıl büyük bir insani felakete yol açabileceğini 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli depremlerde hep birlikte yaşadık. Denetimsizlik ve alınmayan önlemler nedeniyle, resmi verilere göre 50 bini aşkın insan yaşamını yitirdi, 100 bini aşkın kişi yaralandı. Hala yakınlarından haber alamayanlar var. Yıkılan, oturulamaz hale gelen binalar nedeniyle 2 milyonu aşkın insan barınma sorunu yaşadı. Yıkılan, hasar gören sadece binalar olmadı. Kentlerin tarihi, kültürü de büyük bir yıkıma uğradı. Depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, milyonlarca insan hâlâ temel ihtiyaçlarını karşılamakta, barınmakta güçlük çekiyor. Asgari yaşam şartlarından uzak, hijyenin sağlanamadığı, altyapısı yetersiz konteyner kentlerde, depremzedeler her gün yeniden mağdur oluyor. Yapımı planlanan kalıcı konut projelerinin büyük bir kısmı tamamlanmadı. Teslim edilen konutlar ise uluslararası standartlara uygun değil. Ayrıca kira yardımları yetersiz. Birçok aile, geçim sıkıntısı içinde. Depremden etkilenen bölgelerde sağlık ve eğitim hizmetlerindeki eksiklikler hala sürüyor. Sağlık tesislerinin büyük bir kısmı ya kullanılamaz hâlde ya da yetersiz. Büyük bir travma yaşanan bölge halkının psikolojik destek ihtiyacının karşılanmaması özellikle çocukları ve hassas grupları ciddi şekilde etkiledi. Öğrenciler konteyner sınıflarda eğitime devam etmek zorunda kalmıştır. Deprem, toplumsal eşitsizlikleri ve hak ihlallerini daha da belirgin hâle getirdi.”

C83074A5 009B 4Cec B5Ba 9Afcc73F0Baa

Markova Giyim'den 14 Şubat indirimi Markova Giyim'den 14 Şubat indirimi

Enkazlar halk sağlığını tehdit ediyor

“Acele kamulaştırma süreçlerinde yaşanan hak ihlalleri, mülk sahiplerinin mağduriyetini artırmış, tazminatların piyasa değerinin altında olması ciddi eleştirilere yol açmıştır” denilen açıklamada enkazların tedbir alınmadan kaldırılmasının halk sağlığını tehdit ettiği görüşüne de yer verildi. Açıklama, şu şekilde devam etti:

“ Deprem öncesi yapısal denetimlerin eksikliği, mevzuata aykırı yapılaşma ve ruhsatsız binaların varlığı, bu felaketin boyutlarını artırmıştır. Ancak aradan geçen iki yıla rağmen, bu sorunlara yol açan kişiler, kurumlar ve kamu görevlileri hakkında etkin ve kapsamlı bir soruşturma yürütülmemiştir. Açılan sınırlı sayıda dava ise ya yavaş ilerlemekte ya da delil yetersizliği gibi gerekçelerle sonuçsuz kalmaktadır. Bu durum, mağdurlar arasında adaletin tesis edilmediği algısını güçlendirmekte ve toplumsal huzursuzluğa neden olmaktadır. Acele kamulaştırma kararları, hak sahibi olmayanların mağdur edilmesi, kaynakların yanlış yönetimi gibi durumlarda sorumlu kişilere karşı herhangi bir yaptırım uygulanmamaktadır. Cezasızlıkla mücadele, yalnızca mağduriyetlerin giderilmesi açısından değil, gelecekte benzer felaketlerin önlenmesi için de kritik bir öneme sahiptir.”

589De2E7 Ead2 4608 B3A1 80Bd5A85Eeb4 (1)

Yeşil alanlar endişesi

Tarımsal alanların yerleşime açılmasına yönelik endişelerin de dile getirildiği açıklamada, “Yeşil alanların korunması ve yeniden ağaçlandırma çalışmaları konusunda yeterli adım atılmadı. Ayrıca, taş ocakları ve maden sahalarının genişletilmesi, depremden etkilenen ekosistemi daha da tehdit ediyor” ifadelerine yer verildi.

İHD'nin depremlere yönelik talep ve önerilerinden bazıları ise şöyle:

“İhmali bulunan kamu görevlileri, müteahhitler ve denetim sorumluları hakkında şeffaf, etkin ve bağımsız yargı süreçleri işletilmeli; adaletin sağlanması için cezai yaptırımlar gecikmeksizin uygulanmalı. Karar alma, kaynakların dağıtımı ve yeniden inşa süreçleri halkın, sivil toplumun ve uzmanların katılımına ve denetimine açık hale getirilmeli. Depremzedelerin güvenli, erişilebilir ve insan onuruna uygun barınma koşullarına erişimi sağlanmalı, geçici konutlar yerine kalıcı çözümler bir an önce hayata geçirilmeli.Enkaz kaldırma çalışmalarında, başta asbest olmak üzere zararlı maddelerin çevreye ve halk sağlığına etkilerini önleyecek uluslararası standartlar uygulanmalıdır. Yeniden inşa süreçlerinde tarım alanları, meralar ve ormanlar imara açılmamalı; doğayı koruyan, sürdürülebilir ve çevre dostu planlama esas alınmalıdır.  Yaşanan travmayla baş edebilmek adına ücretsiz ve erişilebilir psikososyal destek hizmetleri sağlanmalı. • Afet sonrası süreçlerde kadınlar, çocuklar, engelliler ve diğer kırılgan grupların özel ihtiyaçları gözetilmeli; toplumsal cinsiyet eşitliğini temel alan politikalar uygulanmalıdır. İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için afet risk yönetimi politikaları geliştirilerek uzun vadeli çevresel planlar yapılmalı; afetlere dayanıklı kentleşme modelleri hayata geçirilmelidir.”

Muhabir: Nirgül UYSAL